15 Aralık 2014 Pazartesi

Kahverengi Yağ Dokusu

Obeziteye çare arayan bilim adamlarının son yıllarda harıl harıl araştırdıkları bir konu bu. Kahverengi yağ dokusu.
Vücuttaki normal beyaz yağ dokusundan farklı olan kahverengi yağ dokusu, kış uykusuna yatan hayvanlarda (ayılarda) ve soğuk iklimlerde yaşayan kemirgen sınıfına giren farelerde çok miktarda bulunur. Yeni doğan insan yavrularının da, vücut sıcaklıklarını koruyabilmek amacıyla bu tür yağ dokusuyla dünyaya geldiği biliniyor. 1970’lerde yapılan otopsiler sonucu, çocuk ve yetişkinlerde az miktarda da olsa bu tür “kahverengi yağ dokusu”nun bulunduğu görüldü. PET/CT tarama cihazları, bu dokunun insan vücudundaki varlığını açıkça ortaya koyuyor. Kahverengi yağ dokusu, soğuk iklimlerde yaşayan insanlarda daha fazla miktarda bulunuyor.
Ayılar ve farelerle ortak noktamız olan kahverengi yağ dokusunun özelliği nedir?
Kahverengi yağ dokusu, normal beyaz yağ dokusundan oldukça farklıdır. Kahverengi yağ dokusuyla donanmış bir şekilde dünyaya gelmemize rağmen, beyaz yağ dokusunu sonradan ediniriz. Nasıl olduğu aşikar… Beyaz yağ dokusu, vücutta biriken kalori fazlasının sonucu ortaya çıkarken, kahverengi yağ dokusu vücudu soğuğa karşı korumak yani vücudu ısıtmak için çalışır. Bunu da metabolizmayı hızlandırmak suretiyle yapar.
Kahverengi yağ dokusu insanlarda boyun ve kürek kemiği bölgesinde bulunur. Bu bölgedeki yağ hücreleri soğuğa maruz kaldıklarında aktiveolarak, hızla enerji açığa çıkarmaya ve vücut ısısını arttırmaya başlarlar. Bu nedenle soğuk iklimlerde yaşayan insanlarda bu tür yağ dokusu daha fazla bulunur. Hiç sırım gibi eskimo görmedim diyorsanız, haklısız. O şartlarda yaşayan insanlarda çifte koruma sağlamak amacıyla hem kahverengi hem de beyaz yağ dokularının miktarı sağlam olsa gerek. :) Diğer soru da şu: Ben niye Kanada’da hala tir tir titriyorum?
Son yıllarda yapılan araştırmalarda, soğuğa maruz bırakılan insanlarda kahverengi yağ dokusunun daha fazla aktive olduğu, böylelikle beyaz yağ dokusunda da azalma olduğu görüldü. Kış ayında şortlarla kendinizi dışarı atmadan önce biraz bekleyin derim ben. Zayıflamanın daha kolay yolları da var.:)
Görünen o ki, daha fazla oranda kahverengi yağ dokusuna sahip olmak avantajlı bir durum. Kahverengi yağ dokusu, aşağıdaki kişilerde daha fazla bulunur:
  • Bebeklerde
  • Zayıf kişilerde
  • Genç yaştaki kişilerde
  • Kan şekeri normal düzeyde olan kişilerde
İlk üç seçenek üzerinde fazla bir etkimiz olmasa da, kan şekerini normal düzeyde tutarak kahverengi yağ dokusunu daha aktif halde tutabiliriz. En azından teoride öyle olması gerekiyor…
Kahverengi yağ dokusu üzerine yapılan deneyler sonucu varılan sonuç:
50 gram kahverengi yağ dokusunun varlığı, vücuda giren günlük kalorinin % 20’sini yakabilecek güce sahip” Bu oran, soğuk hava şartlarına maruz kalmak nedeniyle daha da artabilir.
NASA bilim adamları, hava sıcaklığının astronotlar üstündeki etkisini ölçtükleri deneylerde, soğuk alanlara maruz kalan astronotların metabolizmalarının belirgin oranda arttığını gördüler. 70 gramlık kahverengi yağ dokusunun bu şekilde günde 400-500 kalori yakabileceğini tahmin ediyorlar.
2009 yılında İşveçli bilim adamları, soğuğa maruz bıraktıkları kişilerin vücudundaki kahverengi yağ dokusunu PET tarama cihazıyla gözlemlediler. Sonuçta bu kişilerin metabolizmasının 15 kat daha fazla hızlandığını gördüler. Hollanda’daki araştırmacılar da, insan denekleri 2 saat boyunca 16 derecede soğukta tuttuktan sonra, bu kişilerdeki kahverengi yağ dokusunun aktivitesinin arttığını gördüler. Global ısınmayla obezite arasında bir ilişki var mı diye merak ediyor insan…
Buz terapisi…
Vücudunuzdaki kahverengi yağ dokusunu aktive etmenin yollarını arıyorsanız, aşağıdakileri deneyin.
  • Boyun bölgenize ve ensenize 30 dakika boyunca buz kompresi uygulayın. (Televizyon karşısında kendinizi oyalarsanız, soğuğu unutmak daha kolay olabilir)
  • Her sabah 2 su bardağı buzlu su için
  • Soğuk suyla duş alın. (İşte bu çok feci ama sonrasında hissedeceğiniz rahatlığa değer. Duştan kurtulmanın mutluluğu….!)
  • Soğuk duş kesmediyse…küveti buzlu soğuk suyla doldurun ve 10 dakika içine girin. Bunu haftada 3 kere tekrarlayın. (Çivi gibi olmanın garantili yolu)
  • Antartika ya da Sibirya’ya tatile gidin. (Seneler önce televizyondaki bir belgeselde Sibirya’da yaşayan bir kesimin geleneksel olarak her kış buzlu suda çıplak yüzdüğünü seyretmiştim. Hatta biri bebeği bile suya atmıştı. Meğer nedeni varmış. Bu insanlarda ciddi anlamda kahverengi yağ dokusu olmalı)
Soğuktan hoşlanmayanlar için metabolizmayı hızlandırmanın daha kolay yolları da var kuşkusuz….
Herkesin metabolizma hızı farklı olsa da, bu hızı arttırmak beslenme stilinde yapılacak değişikliklerle mümkün. Buz gibi donmaya başlamadan önce aşağıdakileri yapmayı deneyin:
  • Şekerli, karbonhidratlı, nişastalı, fruktozlu besinleri az tüketin. Bu besinler vücudun açlık sinyalini harekete geçirerek, insülin ve leptin direncine neden olabilirler. Bu da yağ depolarının kullanım dışı kalmasına neden olur.
  • Fizyolojik olarak gerçekleşen “açlık sinyaline” kulak verin. Bu sinyale göre yemek yeme alışkanlığı geliştirmeye çalışın.
  • Fiziksel aktivite oranınızı arttırın. Kas hücreleri, yağ hücrelerine nazaran 3 katı daha hızlı metabolizmaya sahiptir. Dolayısıyla vücudunuzda ne kadar fazla kas hücresi olursa, metabolizma oranınız da o kadar hızlanır.
  • Stresle ve depresyonla baş etme teknikleri öğrenin. Vücut strese maruz kaldığında salgılanan stres hormonları, kan şekerini sürekli yüksek tutmaya başlar. Bu da aldığınız kalorilerin sürekli yağa çevrilmesi demektir.
  • Kış aylarında kalorifer ayarını çok yüksekte tutmayın. Evde kısa kollu dolaşabiliyorsanız, yağ metabolizmanız çok hızlı çalışmıyor demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder